2 Eylül 2015 Çarşamba

Yetenek // Yedi Krallık Üçlemesi #1 (Kristin Cashore) - Kitap Yorumu


Hikayesini ilk keşfettiğim zamandan bu yana bende hala aynı hayranlığı uyandıran Yetenek, gayet sevdiğim, hiç unutmayacağım bir kitap oldu benim için...


Serinin adından da anlaşıldığı üzere hikayemizin geçtiği dünyada yedi farklı krallık var: Middluns, Sunder, Lienid, Wester, Estill, Monsea, Nander... Krallıklarda bazı özel insanlar var. İki gözünün rengi birbirinden farklılaştığı zaman onun özel olduğunu anlıyor ve gücünü keşfetmeye çalışıyorlar. Bu insanlara Yetenekli deniyor. Herhangi bir konuda üstün yeteneklere sahip oluyorlar. Kimisi onları tehlikeli görürken kimisi bir çıkar sağlamaya çalışıyor onlar üzerinden...
Baş karakterimiz Katsa da Yeteneklilerden biri. Katsa'nın yeteneği öldürmek... Kulağa ilk anda korkutucu gelse de sonrasında Katsa'nın dayısı Middluns Kralı Randa, bu tehlikeli yeteneği kendi aleyhine çeviriyor. Borcunu ödemeyen, krallığı için tehdit oluşturan insanlara zarar vermek için kullanıyor Katsa'yı. Artık kim bir çift mavi-yeşil göz görse sonunun geldiğini anlıyor.
Diğer taraftan Lienid'in en küçük prensi Yeşeren Grandemalion nam-ı diğer Po savaşma yeteneğine sahip. Katsa ile tanıştıklarında kendi güçlerini sınamaya ve kendilerini yeniden keşfetmeye başlıyorlar. Acımasız Monsea Kralı Leck'in elinden prenses Bitterblue'yu kurtarmak için uzun bir yolculuğa çıkıyorlar.
Katsa ve Po'nun krallıkların sırlarını keşfetmek adına çıktıkları yolculukta kendi yetenekleri hakkındaki gerçekleri keşfetme hikayeleri...


Lienid Krallığındaki her insanın aile üyeleri için birer yüzük takması, Lienid'in en sevdiğim krallık olmasını sağladı. Aile üyelerinin yaşlarına göre boy boy yüzükler...
Yeşeren Grandemalion'a altın-gümüş gözlerinden dolayı verilen Po lakabı... Po, Lienid'deki bir çeşit ağaç, sonbaharda yaprakları gümüş ve altın rengini alır. Po'nun da dediği gibi 'Kaçınılmaz bir lakap, değil mi?'
Yetenek fikrinin kendisi de bana oldukça ilginç ve korkunç geldi. Özellikle Katsa'yla tanıştıktan sonra... Katsa her ne kadar iyi bir karakter olsa da onun yeteneğinden ben bile ilk anlarda korkmuştum.


Katsa, büyüleyici gözlere sahipti ve ne kadar tehlikeli görünse de harika bir kızdı. Zeki, samimi ve oldukça doğal... Po'yu da çok sevdim. O da oldukça zeki ve saygı duyduğum bir karakterdi. Ayrıca kuzeni için göze aldığı şeyleri asla unutmayacağım ve ne kadar üzüldüğümü de... Ve o fedakarlıkların kaynağı Bitterblue; küçücük yaşına rağmen olgun ve zeki olan prenses... Katsa ve onun beraber yaşadıklarını ve tüm zorluklara rağmen olgunca davranmasını unutmayacağım.
Fakat nedense Prens Raffin, alternatif tıp üzerine yaptığı çalışmalar ve mavi saçlarıyla en sevdiğim karakterlerden oldu. Ayrıca Prens Skye da çok sıcakkanlıydı. Ama Kral Leck'e karşı bir hayranlık duyduğumu inkar edemeyeceğim, her şeye rağmen...

İlahi bakış açısıyla anlatımı çok sevmesem de anlatımına hayranlık duyduğum bir eserdi. Kristin Cashore'ın aldığı ödülleri hak ettiğini gösteren bir kitap ve okuması bir tecrübe... Film versiyonunun çıkacak olma haberleri de var. Ne derece doğru bilemem fakat eğer doğruysa diye şimdiden heyecanlanmaya başladım!!!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder