Hakkında okuduğum yorumlarla bende heyecan uyandıran bir kitaptı Efsane... Sonrasında kitabı kütüphaneye eklemek, elimdekileri bitirip ona sıra gelmesini beklemek derken ciddi anlamda bir oturuşta bitirdiğim kitaplar arasına girdi. Hikayeye ve Marie Lu'ya hayran kaldığımı söylememe gerek yok sanırım. Ayrıca devam kitaplarının olduğu gerçeği beni daha da heyecanlandırdı ve maceranın burada bitmediğini hatırlatıp rahatlattı.
Yüzyıllar sonrasındaki Los Angeles'ta geçen bir hikaye... Fakat bu yerler artık Amerika Birleşik Devletleri'nin toprakları değil. Artık LA'de Cumhuriyet adında, sürekli savaşan bir ülke var. Özellikle komşu ülkeleri Koloni ile aralarında hiç bitmeyen bir savaş var. Ayrıca kendilerine Vatanseverler adını veren ve mevcut sisteme karşı çıkan bir grup da Cumhuriyet'in güvenliğini tehdit etmektedir. Bu nedenle ülkede askerlik eğitimine oldukça önem verilir.
Cumhuriyet'te 10 yaşına gelen çocuklar Deneme'ye girme zorunluluğunda... Deneme, yazılı ve sözlü olmak üzere iki bölüme ayrılıyor. Deneme sonuçlarına göre çocukların geleceklerinde nasıl bir yol izleyecekleri belirleniyor.
Eğer çocuk 1500 puan yani tam not almışsa, yaşadı demektir. Zengin olur, tüm eğitim fırsatlarından yararlanır. Fakat bu konuma ulaşabilmiş kimse yok. Kitabımızın baş karakteri June dışında...
1450-1499 aralığında bir puan aldıysa eğer 6 yıllık lise eğitimi alır ve ardından Cumhuriyet'in en iyi üniversiteleri Drake, Stanford ya da Brenan'da okumaya hak kazanır. Sonrasında Kongre'de fıstık gibi bir işin başına geçti mi, hayat ona güzel!
Puanı1250-1449 arasındaysa, fena değil demektir. Liseyi bitirdikten sonra herhangi bir üniversitede okumasına izin verirler. Yine kurtuldu!
1000-1249 arasında bir puanı varsa artık endişelenmeye başlamalı. Liseyi bitirmesi yasaklanır ve yoksulluğa terk edilir. Ya su türbinlerinde ya da enerji santrallerinde çalışarak geçinmeye çalışır. Ve her an canı için endişe duyar.
Eğer puanı 1000'in altındaysa ailesine 'Elveda!' deme vakti gelmiş demektir. Çünkü ailesinden vekaletini alırlar ve onu 'çalışma kampı' dedikleri yere götürürler. Ailesine de 1000 Cumhuriyet Notu hediye verirler. Kimi aile bu durumu hüzünle karşılasa da kimisi 1000 Notun şerefine çocuğuna kıyabilir. Hikayemizin baş kahramanı Day da bu duruma düşmüştür.
Ana kahramanımız Day yoksul bir aileden gelmektedir. 10 yaşına gelip Deneme'ye girdiğinde beklemediği bir sonuçla karşılaşır; Deneme'yi geçememiştir. Görevliler onu çalışma kampına götürmek için ailesinden alırlar. Ancak Day kaçmayı başarır. Bundan sadece abisi John'un haberi vardır. Kardeşi Eden ve annesi onu acıyla anmaktadır. Day bulduklarını, çaldıklarını John'a verir ve ailesine gizlice yardım eder. O sırada arkadaşı Tess'le tanışır ve yolculuklarına beraber devam ederler. Day büyüdükçe işlediği suçlar da büyür ve bir süre sonra ülkenin en ünlü suçlusu haline gelir. Kimse onu yakalayamaz ve bir süre sonra, Day 15 yaşındayken Cumhuriyet'in en büyük sorunlarından biri haline gelir. Diğer baş karakterimiz June'un ebeveynleri ise doktordur. Onları küçük yaşta bir trafik kazasında kaybeden June'a başarılı bir asker olan abisi Metias bakmıştır. 10 yaşına geldiğinde Deneme'de çıkardığı sonuç herkesi şaşırtmıştır. Tam 1500 puan... Cumhuriyet'in ilk ve tek dehası...
Cumhuriyet'in en iyi üniversitesi olan Drake'e askerlik eğitimi almaya gider. June zekidir ve birçok kez sınıf atlar, tüm notları tamdır. Fakat biraz yaramazdır. Aksiyon ister, aldığı askerlik eğitimi ona yeterli gelmez ve onu sıkar. O da diğerlerinin hoşuna gitmeyecek tehlikeli şeyler yapar ve adından sıkça söz ettirir.
Günlerden bir gün bir veba teftişi sırasında Day her zamanki gibi kendi ailesinin evini izler. Fakat bu sefer beklemediği bir şey olmuştur. Evinin kapısına kırmızı bir X çizilir, evde vebalı bir hasta olduğunu belirtmek için... Day kardeşi Eden'ın virüs kaptığını öğrenir ve ilaç arayışına çıkar. O gece June'un abisi Metias'ın nöbetçi olduğu hastaneyi basar fakat ilacı bulamaz. Kaçacağı sırada onu köşeye sıkıştıran Metias'ı öldürür.
Abisinin intikamını almak isteyen June, erken mezun olur ve dedektiflik görevini kabul eder. Day'i aramaya başlar.
June'un Day'i, Day'in de ilacı arama serüveni sırasında ikisi de bazı gerçekleri keşfetmeye başlar. Neyin yalan neyin doğru olduğuna karar vermek zorundadırlar.
Cumhuriyet'te 10 yaşına gelen çocuklar Deneme'ye girme zorunluluğunda... Deneme, yazılı ve sözlü olmak üzere iki bölüme ayrılıyor. Deneme sonuçlarına göre çocukların geleceklerinde nasıl bir yol izleyecekleri belirleniyor.
Eğer çocuk 1500 puan yani tam not almışsa, yaşadı demektir. Zengin olur, tüm eğitim fırsatlarından yararlanır. Fakat bu konuma ulaşabilmiş kimse yok. Kitabımızın baş karakteri June dışında...
1450-1499 aralığında bir puan aldıysa eğer 6 yıllık lise eğitimi alır ve ardından Cumhuriyet'in en iyi üniversiteleri Drake, Stanford ya da Brenan'da okumaya hak kazanır. Sonrasında Kongre'de fıstık gibi bir işin başına geçti mi, hayat ona güzel!
Puanı1250-1449 arasındaysa, fena değil demektir. Liseyi bitirdikten sonra herhangi bir üniversitede okumasına izin verirler. Yine kurtuldu!
1000-1249 arasında bir puanı varsa artık endişelenmeye başlamalı. Liseyi bitirmesi yasaklanır ve yoksulluğa terk edilir. Ya su türbinlerinde ya da enerji santrallerinde çalışarak geçinmeye çalışır. Ve her an canı için endişe duyar.
Eğer puanı 1000'in altındaysa ailesine 'Elveda!' deme vakti gelmiş demektir. Çünkü ailesinden vekaletini alırlar ve onu 'çalışma kampı' dedikleri yere götürürler. Ailesine de 1000 Cumhuriyet Notu hediye verirler. Kimi aile bu durumu hüzünle karşılasa da kimisi 1000 Notun şerefine çocuğuna kıyabilir. Hikayemizin baş kahramanı Day da bu duruma düşmüştür.
Ana kahramanımız Day yoksul bir aileden gelmektedir. 10 yaşına gelip Deneme'ye girdiğinde beklemediği bir sonuçla karşılaşır; Deneme'yi geçememiştir. Görevliler onu çalışma kampına götürmek için ailesinden alırlar. Ancak Day kaçmayı başarır. Bundan sadece abisi John'un haberi vardır. Kardeşi Eden ve annesi onu acıyla anmaktadır. Day bulduklarını, çaldıklarını John'a verir ve ailesine gizlice yardım eder. O sırada arkadaşı Tess'le tanışır ve yolculuklarına beraber devam ederler. Day büyüdükçe işlediği suçlar da büyür ve bir süre sonra ülkenin en ünlü suçlusu haline gelir. Kimse onu yakalayamaz ve bir süre sonra, Day 15 yaşındayken Cumhuriyet'in en büyük sorunlarından biri haline gelir. Diğer baş karakterimiz June'un ebeveynleri ise doktordur. Onları küçük yaşta bir trafik kazasında kaybeden June'a başarılı bir asker olan abisi Metias bakmıştır. 10 yaşına geldiğinde Deneme'de çıkardığı sonuç herkesi şaşırtmıştır. Tam 1500 puan... Cumhuriyet'in ilk ve tek dehası...
Cumhuriyet'in en iyi üniversitesi olan Drake'e askerlik eğitimi almaya gider. June zekidir ve birçok kez sınıf atlar, tüm notları tamdır. Fakat biraz yaramazdır. Aksiyon ister, aldığı askerlik eğitimi ona yeterli gelmez ve onu sıkar. O da diğerlerinin hoşuna gitmeyecek tehlikeli şeyler yapar ve adından sıkça söz ettirir.
Günlerden bir gün bir veba teftişi sırasında Day her zamanki gibi kendi ailesinin evini izler. Fakat bu sefer beklemediği bir şey olmuştur. Evinin kapısına kırmızı bir X çizilir, evde vebalı bir hasta olduğunu belirtmek için... Day kardeşi Eden'ın virüs kaptığını öğrenir ve ilaç arayışına çıkar. O gece June'un abisi Metias'ın nöbetçi olduğu hastaneyi basar fakat ilacı bulamaz. Kaçacağı sırada onu köşeye sıkıştıran Metias'ı öldürür.
Abisinin intikamını almak isteyen June, erken mezun olur ve dedektiflik görevini kabul eder. Day'i aramaya başlar.
June'un Day'i, Day'in de ilacı arama serüveni sırasında ikisi de bazı gerçekleri keşfetmeye başlar. Neyin yalan neyin doğru olduğuna karar vermek zorundadırlar.
Kitabın bir Day'in bir de June'un ağzından anlatılması hoştu. Ayrıca June'un ne kadar zeki bir asker olduğuna daha da çok inanmamı sağlayan, June'un bakış açısından anlatılan bölümlerin başında
"SAAT: 23.29
BATALLA BÖLGESİ
GÖLGEDE SICAKLIK: 22°C"
şeklinde verilen detaylar da oldukça dikkatimi çekti.
June'un müthiş gözlem yeteneğine, Day'in zekasına ve Metias'ın düşünceliliğine hayran kaldığımı da söylemek zorundayım.
"SAAT: 23.29
BATALLA BÖLGESİ
GÖLGEDE SICAKLIK: 22°C"
şeklinde verilen detaylar da oldukça dikkatimi çekti.
June'un müthiş gözlem yeteneğine, Day'in zekasına ve Metias'ın düşünceliliğine hayran kaldığımı da söylemek zorundayım.
June kadar iyi gözlem yapabilen birini görmemiştim. Sherlock Holmes ve Agatha Christie'nin yarattığı herhangi bir dedektif dışında. Bu yüzden kesinlikle June'a hayran kaldım. Ama Day'in ne kadar zeki olduğunu inkar edemeyeceğim. Ayrıca Day dış dünyada büyüdüğünden daha çok şeyin farkındaydı, bu da ister istemez ona karşı sempati beslememi sağlıyor. Ayrım yapmayı pek sevmem ama Day ve June şu ana kadar okuduğum en zeki distopya karakterleri diyebilirim.
Ama Metias'ı en az Day ve June kadar sevdim. O öldüğü an o kadar üzüldüm ki, anlatamam... Hayatımda gördüğüm en iyi abi... Kesinlikle...
Bir diğer mükemmel abiyse John'du. Yaptığı fedakarlığı hayranlıkla okudum ve asla unutabileceğimi sanmıyorum. Kalbime en işleyen anlardan biriydi.
Ama Metias'ı en az Day ve June kadar sevdim. O öldüğü an o kadar üzüldüm ki, anlatamam... Hayatımda gördüğüm en iyi abi... Kesinlikle...
Bir diğer mükemmel abiyse John'du. Yaptığı fedakarlığı hayranlıkla okudum ve asla unutabileceğimi sanmıyorum. Kalbime en işleyen anlardan biriydi.
Marie Lu'nun yarattığı dünyayı hayranlıkla okudum ve çok sevdim. Efsane okuduğum en iyi distopyalardan biriydi. Devamının olması da daha fazla heyecan veriyor. Teşekkürler Marie!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder