Baş karakterlerimizin isimlerini bilmiyoruz. Sadece kadın ve adam.
Adam, babasının yanında süpürge tamirciliği yapıyor. Onun dışında gitarıyla çalıp söylüyor sokaklarda. Hayali, albüm yapmak. Kadın ise bir anne. Temizliğe gidiyor, sokaklarda çiçek satıyor. Piyanolar pahalı, bir müzik dükkanında çalıyor ara sıra o da.
Bir gün tanışıyorlar. Basit bir tanışma, bir farklılık, bir gizem yok ortada. Şarkı söylüyorlar, çalıyorlar, hayatlarını anlatıyorlar birbirlerine. Ve aslında içten içe aşık oluyorlar.
Film, bir haftalık bir süreyi anlatıyor. Tanışmaları albüm kaydetmeye kadar ilerliyor. Lakin sonra öyle bir an geliyor ki ikisi de eski hikayelerine dönmek zorunda kalıyor. Hayaller gerçekleşmiş oluyor ama yollar ayrılıyor.
Once; görüntüler, renkler, diyaloglar ve olaylar açısından oldukça sade bir film. Ama müzikler... Müzikler öyle çarpıcı ve güzel ki filmi bambaşka bir yere taşıyorlar. Ayrıca şarkıların gerçekten de oyuncular tarafından yazılmış olması beni çok şaşırttı ve onlara hayran kaldım.
Filmin ilerleyiş şekli oldukça saf ve masum. Aşkı ele alış biçimi çok etkileyici. Ne aralarında buna dair bir konuşma geçiyor ne de sevgilerini belli etmek için herhangi bir harekette bulunuyorlar. Sadece şarkı söylerken birbirlerine bakıyorlar ve anlıyorsun, hissediyorsun.
En sevdiğim kısım şaşırtıcı bir şekilde son sahne oldu. Evet, insan doğru kişiyle tanışabilir, gerçekten aşık olabilir, hayallerini onunla gerçekleştirebilir ama bu her daim beraber olunacağı anlamına gelmez. Bazen yokluğunu hissetmek daha mutlu eder insanı. Bir yerlerde olduğunu bilip yalnız kalmak da iyidir bazen.
İzlediğim en sıcak ve en saf filmlerden biri oldu Once. Hala müziklerini dinlemeye devam ediyorum. Ve filmin en sevdiğim sahnelerinden biriyle veda ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder