Önce biraz kurgudan bahsedeyim sonra da şikayetlerimi bildiririm:
Uzaylılar iki yıldır Dünyalılarla iletişim halindeler. Kültürler tanışsın, barış ortamı oluşsun diye bir öğrenci değişim programı yapılmasına karar veriyorlar. Dünya'yı temsil edecek öğrenci Cara da yakışıklı uzaylı çocuk Aelyx'in L'eihr adlı gezegenden gelmesini bekliyor. Aelyx bir geliyor, ortalık karışıyor. Kızlar çok yakışıklı olduğu için deliriyor, erkekler kıskançlık krizlerine giriyor. Bir grup var ki onlar da "Uzaylılar bizi yiyecek!" dercesine protesto yapıyorlar. Cara ne yapıyor peki? Aelyx'e aşık oluyor!
Aelyx de oldukça dost canlısı görünse de tabii ki kurgu gereği kötü emeller peşinde. Tabii sonra o da Cara'ya aşık oluyor, orası ayrı.
Şunu söylemem lazım ki bence bu kitap bilimkurgu değil! Olamaz yani! Tabii ki bilimkurgu eserlerde de aşk olur, biraz olmalı da. Ama bu kitap bildiğiniz bir genç-yetişkin romanı! Aelyx uzaydan gelmemiş olsa tam olurdu! Bu kitap bir Disney gençlik filmi gibi!
Cara'nın hangi ara sevgilisine olan sevgisini kaybedip Aelyx' aşık olduğunu, Aelyx'in hangi ara bu derece nefret ettiği insanlardan birisine aşık olduğunu anlayamadım. Bir ara öyle bir duruma geldiler ki Cara babasına "Biz birbirimizi seviyoruz, baba!" diye karşı çıktı (Ciddiyim!) Ne bu, kendimi Yeşilçam izliyormuş gibi hissettim.
Konu gerçekten çok güzel olabilirdi. Yazar gerçekten yazık etmiş. Biraz daha uzaylılarla ilgilenseydi harika olurdu. Aradaki kültür farklılığı biraz daha vurgulansaydı. Kitapta bahsi geçen -oldukça çok geçen- farklılıklar sadece şunlardı. Uzaylılar baharat ve sos sevmiyorlar. Tabii en önemlisi (!): uzaylıların göbek deliği yok!
Beklentilerimi karşılamayı bırakın kesinlikle bende beklenti diye bir şey bırakmayan, kafamı alt üst eden bir kitaptı. İkinci kitabın da kitaplığımda olduğu gerçeğini düşününce "Belki Öykü, belki pişman olursun böyle söylediğine!" diyorum. Umarım!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder