9 Nisan 2016 Cumartesi

Akıl Çıkmazı // Mara Dyer #3 (Michelle Hodkin) - Kitap Yorumu


UYARI: İlk iki kitabı okumayanlar için SPOILER içerir!



Yazamıyoruuummmm.... Biri bana açıklasın bu neydi?? Bittim, tamamen bittim!!!

Biraz sakinleştikten sonra yazmaya devam edebilirim. Selam, az önce Akıl Çıkmazı'nı bitirdim ve hemen sizlerle paylaşmak istedim. Ah, bir bilseniz...

Artık tüm evrenin bildiği bir şey benim ne kadar da büyük bir Mara Dyer hayranı olduğum. O yüzden 16 Mart'tan beri bende bir heyecan bir coşku... Akıl Çıkmazı kütüphanemdeki yerini alır almaz ben havalarda uçmaya başlamıştım zaten. Ama hemen okuyamadım çünkü sınavlar vardı ki onlar beni kitap okumaktan alıkoyan en zalim yaratıklar... Sınavlar bittikten sonra da eve gider gitmez kendimi yatağımın üstüne bıraktım ve Akıl Çıkmazı'nı okumaya başladım.

Bıçak Sırtı'nda Mara, güçlerinin bir deneyin parçası olduğunu ve Noah'nın öldüğünü öğrenmişti. Ki bu ne büyük bir acı bunu herkes anlayamaz! Akıl Çıkmazı'nda Mara kendisini Horizons'ta (cehenneminde) buluyor. (Yine hastane odasında uyanıyor, artık alıştık!) Şeytanımız Dr. Kells yine iş başında. Jamie (benim minnoş palyaçom) ve Stella (pis kız!) ile bir olup Horizons'tan kaçmayı başarıyorlar. Kimin sayesinde: orasını söylemiyorum, merak edin!

Noah'dan hala haber yok, Noah nerede hala bilmiyoruz; ilerlemeye devam ediyorlar. Başlarına da gelmeyen kalmıyor açıkçası. Ama bu aksilikler de bize Mara'nın değişimini bizzat gösteriyor. Kız tehlikeli, kız vahşi!..

Jamie'nin gücünü de öğreniyoruz bu sırada. Bizim minnoş, insanları her şeye ikna edebiliyor. "Bizi görmedin." "Bu telefon senin değil." "Biz parayı zaten ödemiştik." OH VALLA! Böyle bir yeteneğim olacaktı ki...

Bir de şu ÖNCESİ olayından bahsetmek istiyorum. Bıçak Sırtı'ndan bu yana Mara genetik hafızanın etkisiyle büyük annesinden kalma rüyalar görüyordu ki bu durum Akıl Çıkmazı'nda da devam etti. Gerçekten beni en çok heyecanlandıran bölümlerden biriydi bu da. Olayların çözülmesine yardımcı oldular ve Mara'nın katilliğini (!) kime borçlu olduğunu anladık!

Her şey; öyle ki artık ne doğru ne yanlış, kim haklı kim haksız, kim manyak kim normal bu kitapta açığa çıkıyor. Çok güzel bir durum ama şu an gözlerimin ağrıdığını göz önünde bulundurursak bu kitap insana pek de iyi gelmiyor. Hodkin öyle yazmış ki kitabı duygusal çöküş yaşıyorsunuz. Her bölümden sonra "HAYIR, HAYIR!!" diye bağırmalar, kitabı kenara bırakıp "DAHA
OKUMAYACAĞIM BANA NE!" demeler, hıçkıra hıçkıra ağlamalar...

"Daha okumayacağım," derseniz siz de bir daha düşünün derim çünkü son sözü okumak her şeye değer, gerçekten. İnsanın tüyleri diken diken oluyor ve "İŞTE BU!" diyor, "İŞTE BENİM SEVDİĞİM KİTAP BU!"...

Noah Shaw'a daha fazla hayran kalmamı sağlayan, "Ah, Mara..." dedirten, "Jamie yaaa!" diye kahkaha attıran, SÜPER ÖTESİ bir kitaptı Akıl Çıkmazı! Kutsanmış ve aynı zamanda lanetlenmiş...


İlk kitap Eksik Parça yorumum için buraya!!..
                           
İkinci kitap Bıçak Sırtı yorumum için buraya!!..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder